Buyrun, ben

Buyrun, ben

4 Nisan 2011

Yalnızlık nedir nerededir?

İnsanın içindedir. Ara ara çıkıp ortaya, boğar, basar. Yalnızlık basar, evet.

Mesela, fiziksel olarak 150 kişilik bir kalabalığın ortasında olabilirsiniz, ya da evde tek başınıza. Kocaman bir alışveriş merkezinde ya da bomboş bir hastane odasında olabilirsiniz. İçinizdeki yalnızlık canavarı günündeyse, gelir sinsice, çıkar kutusundan, basar. Gelir kalbinizin ortasına çökelek peyniri gibi oturur. Başlar kalbinize elindeki buz aküsüyle basmaya. Aslında ben genelde sıcak bir taş gibi oturur sanırdım, ama okuduğum bir kitapta yazan bir cümle üzerine farkettim ki, soğuk soğuk basıyor yalnızlık.

Mesela, gelmesin diye ses istersiniz çevrenizde, walkman takar, arabanın radyosunu sonuna kadar açar ya da bilgisayarınızdan bi müzik kanalı bulursunuz. Farketmez, müzik daha da bastırır, kapatırsınız..

Sizi kurcalar yalnızlık böceği, eski defterleri açtırır, daha önce atlattığınız iç sıkıntılarını, pişmanlıkları, çoktan af dilediğiniz, ya da çoktan tövbe ettiğiniz hatalarınızı günahlarınızı ısıtıp ısıtıp önünüze koyar. Ben buna doymuştum deseniz de, bi bakarsınız sıcacık. Sanki dün yaşamış daha henüz pişman olmuşsunuz gibi. Yeniden üzülmek istersiniz, sanki bu olaya üzülüp bitirmemişsiniz gibi. Kaşımak istersiniz, ama ben bunları daha yeni küllendirmiştim diyekalırsınız.

Gerçekten yalnızsınızdır ya da, bunun tadını çıkarmak isterken, yalnızlık böceği gelir bu sefer saçlarınızın arasında dolaşır, kaşır kaşır kafanızı.. Neden yalnızsın, sevenlerin nerede, sevdiklerin nerde, neden telefonun hiç çalmıyor, bu koca şehirde kimsen yok mu, neden kimse arayıp sormuyor seni, neredeler? Yalnızsın işte yalnız, diye ensenizde boza pişirir. Aslında yalnız olmayı ben seçmiştim, çalışmalıyım biraz zamana ve sessizliğe ihtiyacım var demek istersiniz. Diyemezsiniz, yalnızlık böceklerinin tıkırdamasından kafanız karışır. Yoksa istemiyor muyum tek başına olmayı diye sorarsınız.

Bazen kuvvetle karşılarız bütün bu olanları da, bazen, hormonların mı etkisiyle, neyin etkisiyle, karşılayacak gücümüz olmaz. Bazen hayatı bile yaşayacak taşıyacak gücümüz olmaz. Sadece durmak uyumak isteriz. Bu günlerde daha da gelir yalnızlık, girer içimize, gezinir derimizin altında kaşıya kaşıya. Bak işte, gördün mü, tam da seni anlayacak birilerine ihtiyacın varken nerdeler diye sorar da sorar.

Benim bitek bana ihtiyacım var, önce kendimi affetmeliyim, kendimle olmalı, kendimi sevmeli, kendimle kalmalıyım demek istersiniz, sesiniz duyulmasın diye davul çalar kafanızın içinde.
İşte, bazen, yalnızlık sizi hiç anlamaz. Size sormaz. Ben geldim, sen beni istememelisin, ben burda fazlayım ama senin kaderinim ve gitmeye niyetim yok der.
Bişey diyemezsiniz.

Öyle olmaz mı?

7 yorum:

Unknown dedi ki...

Yüreğinize sağlık..

neval dedi ki...

bazen yanıda eski dostumuz yetersizlikte gelir

Öcal-Mutfak-Esra dedi ki...

o kadar güzel tarif etmişsinizki;cümlelerin içinde kendimi buldum okurken.ellerinize yüreğinize sağlık.

alev ertürk dedi ki...

bayıldım bu yazıya,sanki siz değilde çok ünlü bir yazar kaleme almış gibi hissettim.kayboldum satır aralarında,içimii sardı o yaalnızlık böcekleri...
Bir an önce mutluluk dolmanız dileğiyle :))

Adsız dedi ki...

keşke dedim yine burda olsan,keşke sen benim arkadaşım olsan.(gatada karşılaştık kendimi de böyle tanıtmaya alıştım ya be:))adım ebru hani damlayla eylül(benimki)oynamıştı hani ben çok endişeliydim hani sen korkma demiştin.benimde bi blogum var artık arada baksana.onunlayken.wordpress.com)öpüyorum çok çok...

Asortik Krep dedi ki...

Öyle hissettiğinde yani başka bir şehirde ama yalnız olmadığını farzet.Yani çıktığında sevdiğin şehrin sokaklarında olabileceğini ve uzaktakilerin aslında çok yakınında olduğunu.O zaman alışıyorsun ya da fazla acıtmıyor.
Birde depresyon sana ne der ki senin iki çocuğun ve sorumlulukların var, depresyon bu gibi durumlar için bir lüks :P

elfalgzz dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.