Buyrun, ben

Buyrun, ben

29 Haziran 2010

Ünvan lazım mıydı?


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı.
Lazımsa buyrun alabilirsiniz.
Zira beni yıldırdılar bıktırdılar yordular, sınav bitti rahatlayamadım.
Habire sağlık müdürlüğünden telefon.
Alo, size bakanlığın atadığı sınav jürisinden biri emekli olmuş, şimdi bu bizim görevlendirme yazımızı alıp adamcağızın emekli olduğu yere (Bakırköy Doğumevi) gidin, sicilden emekli olduğunu ispatlayan bir yazı alın bize getirin sonra yedek jürinizin görevlendirme yazısını alın ona götürün imzalatın. Bakın yoksa sınavınız gecikir.
Aferin sınavı geçtiniz mi? Şimdi gidin vergi dairesine 363 lira harç yatırın.
Gidin hattata 20 liraya uzmanlık belgenizin üstüne adınızı soyadınızı falan güzelce yazdırın, sonra da belgenizi bize geri getirin el koyalım, mecburi hizmet bitmeden vermeyelim.
Alo, eksiklik olmuş sınav kazandı belgenizde bi yer eksik, ama kimin tamamlayacağını bilmiyoruz, siz şimdilik sınava girdiğiniz yere götürün, ama kendi klinik şefinizin de imzalaması gerekebilir (bunu henüz bilmiyoruz) ama iki ay sonraki kuraya katılabilmeniz için bu evrakların acilen Ankara'ya APS ile gönderilmesi gerek (Ama biz gönderemiyoruz, siz gelip sağlık müdürlüğünden alıp APS yapacaksınız), önce bu saydığımız yerleri takip edip öğrenin sonra eksiği tamamlatın, sonra da gelip bize getirip geri alıp APS yapın.
Alo, biz bu evrakları gizli belge oldukları için size veremiyormuşuz, biz şimdilik sınava girdiğiniz yerin siciline yolluyoruz ama biliyorsunuz devlet yazışmaları çook ağır ilerler, umarım yetişir, siz en iyisi bizzat takip edin, buraya hergün gelip sorun, hastanelerinizin siciline gidin, hızlandırın, yoksa yetişmez...

.......

Aslında şöyle çok hoş, moralli, müjdeli sevinçli bir iyi geçen sınav - uzmanlık - yupiiii - süpppeeeer yazısı tasarlamıştım kafamda.

Ama olmadı.

Siz bunları okurken yoruldunuz mu? Vallahi ben yaşarken çok yoruldum.

Bıktım.

Sıkıldım.


Bu nedenle, buyrun siz uzman olun. Ben asistan olarak devam edeceğim.

27 Haziran 2010

25 Haziran 2010

Hayattan çok şey


Durup durup düşünüyorum... Geldim 35 yaşına, hayattan çok şey mi istiyorum?

Bebeklerimle oturup evimin terasında, onlara sıktığım portakalın suyunu içirmek, bahçedeki şişme havuzda oynaşıp gülüşmelerini dinlemek, onlarla gülüşmek,

arada gazete okumak, müzik dinlemek..

Oysa bu aralar çocuklarımın gülüşlerini bile zamandan çalıyorum. İçeri gidip bi koşu onları öpüp geliyorum geri, yakında yapışacağım kitabımın başına (bu kitapla evlenseymişim bari, onu kocamdan çok görüyorum zira).

Ben de diğer insanlar gibi kızımın elinden tutup yaz yağmurunda koşuşmak istiyorum, ya da oğlumu alıp ısırmak sevmek koklamak.

Ben de kocamla sinemaya gitmek, yemeği birlikte yemek, annemi daha fazla görmek (oysa onunla anca çocukları birbirimize devrederken görüşüyoruz bu aralar.. hatta o içerde oluyor, çocuklar evde olduğumu anlamasınlar diye cepten konuşuyoruz)..

Ben de diğer insanlar gibi ev alma hayalleri kurmak, evime mobilya beğenmek isterdim, iki ay sonra hangi ilin hangi ilçesinde yaşayacağız acaba, orda bakıcı, market, yuva bulabilecek miyiz diye kara kara düşünmek değil...

Çok şey mi istiyorum senden, söyle bana hayat.. yordun beni daha yolun yarısında.. Eh biraz da dinlenmek istiyorum artık, çok mu...

24 Haziran 2010

Sınav

28 Haziran, Vakıf Gureba Hastanesi Konferans Salonu.

17 Haziran 2010

Uğur böceğimin doğum gününe davetlisiniz

Müsait olanlardan bi mail beklerim, olumlu anlamda :)



11 Haziran 2010

To do list

Parti niye yok çocuğa yazık değil mi diye soran 155 kişiye cevaben yazıyorum:)

1. Sınavın sonrası ilk cumartesi Tuna'ya kocamaaaaan bir yaşgünü partisi verilecek, ileride bana niye yapmadın 1 yaş partisi diye sorabilirmiş, ayıp olmasın :) Heeerkesler davet edilecek, garden parti için güzel güneşli bir gün dilenecek, pastası Rapunzel teyzeden, davet etmesi anneden, gelmesi tüüm sevenlerinden:)
2. Bu parti bir nevi İstanbul'a veda partisi de olacağından, tüm blog dostlarım (tanıdığım - henüz tanışmadığım) davet edilecek, bizi sevenler gelecek, sevinilecek, Hülya da İzmir'den gelir mi? :)))
3. Çocuğu olan çocuğunu, yeteneği olan pastasını böreğini kapıp gelsin denilecek...

4. Ayrıntılarla şimdilik zihin meşgul edilmeyecek, ders çalışılacak

5. Gene de temmuz başı İstanbul'da olan kaç kişi olur ki diye merak edilecek.

6. Olsun napalım ben meraklıyımdır, neyse bu da böyle işte.

10 Haziran 2010

Oğluma mektup


Oğluma dünden kalan mektup.


İçimde son kez seninle uyuduğum geceden bu yana tam bir yıl geçti. En az o günkü kadar heyecanlıyım bugün de; her sabah uyandığında seni kucağıma almak, koklamak öpmek, ilk doğduğun günkü kadar mutlu ediyor beni her seferinde.

Biliyor musun, böyle yağmurlu bir günde evlenmiştik babanla. O gün ne kadar ağlamıştım, yağmur yağıyor diye. “Yağmur berekettir” diyenlere kızmıştım, gelinliğim ıslanacak saçım bozulacak diye çok üzülmüştüm.

Sen de bir yaşını aynı öyle bir yağmurlu günde bitiriyorsun. Yaz yağmurundan çok daha fazla su var dışarıda, tıpkı bizim düğün günümüz gibi. Bereket, su, temizlik. Nedense şugün hiç üzülmüyorum yağmur yağıyor diye, sel olmuş sular kaplamış her yanı diye. Artık maddesel şeylere daha mı az üzülüyorum, senin yaşgünü partin ertelendiği için içim cız etmiyor mu, varlığından gelen sevincim örtüyor mu “bu üzülünecek şeyin” üzerini? Ben de seninle büyüyorum da ondan mı oğlum?

İyi ki geldin oğlum. İyi ki karar verdin ailemize katılmaya, bizi mutlandırmaya. Ne iyi ettin de bizi seçtin ailen olarak, ne iyi ettin de tam da zamanında doğdun. Üçtük, tam sanıyorduk kendimizi, ne iyi ettin de tamamladın ailemizi.
İyi ki doğdun oğlum.

3 Haziran 2010

Ferber yöntemi yeniden.. Uyku.. biraz uyku.. bütün isteğim buydu çünkü :)

Merhaba..
Bloğuma en çok yeni konuğumun Ferber yöntemi ile ilgili yazılarıma geldiğini farketimiştim ne zamandır.. Bu nedenle, hazır minik Tuna kuşuma da kendi kendine uyumayı öğretmeye karar verdiğim günlerde, Özlem’in sorusu üzerine ona yazdığım maili biraz değiştirerek yayınlamaya karar verdim. Zira birçok annenin istediği bir şey, bebeğinin kendikendine uyumasını sağlamak. Ferber yontemine karsi olanlar, bunu zalimce bulanlar, onaylamayanlar lutfen yaziyi okuyup da benimle polemiklere girmeyin. Bunlar benim dogrularim, tartismayacagim.
Ferber’i merak edip arastiranlar, bana mail atarak soru soranlar, uygulamak isteyip fikrimi arayanlar, buyrun okuyun. Sorulariniz varsa sorun, firsat buldukca yanitlarim.
Tekrar hatırlatmak isterim ki, öncelikle Dr Ferber’in uyku ile ilgili kitabını okumadan bu sistemi uygulamamanızı tavsiye ediyorum. Uyku birçok bileşeni olan bir bütün çünkü ve çocuğumuza doğru uyumayı öğretmeden önce bizim doğru uykunun ne olduğunu iyice öğrenmemiz gerek.
Bu konuda benim daha önce yazdığım şu yazıları ve sevgili Blogcu Anne Elif’in şu ve bu yazılarını okumakla başlayabilirsiniz…

(Yazıyı ilk önce mail olarak yazdığım için Türkçe karakterler kullanmadım ve noktalama işaretlerine çok dikkat edemedim, kusura bakmayın lütfen)
Bu arada derede oğluma Ferber yöntemi uygulamaya basladim uc gun once. kesinlikle sancisiz bir yol degil, evet ama mutlaka sonucu mukemmel bir hayat kalitesi veriyor.
Bunlar benim onerilerim, uyup uymamak size kalmis.
1. tekrar uygulayacagim icin dr ferberin kitabina tekrar soyle bir baktim da, istikrarin ne kadar onemli oldugunu hatirladim. ne olursa olsun istikrar.... eger bir an icin bile tereddut edersen, bebegin bunu farkedecektir: “Annem de ne yapmaya calistigindan emin degil galiba. Hem bana tek basina uyumayi ogretmeye calisiyor, hem de gelip kucagina neden aliyor?
53 dk bosuna mi agladim yani???”
2. Eğer ememeden uyuyamayan bir bebekse bence beslenme saatleri dışında memeyi temelli kesmeli. cunku ferber diyor ki, once uyku ile kurulmus baglantilari yok etmek zorundasiniz (bizimki damla hanımda ayakta sallama idi, sizde meme olur, emzik olabilir... tuna’da da kucakta sallama olmustu).. Cocuk kendi uyumuyor ve uyutuluyorsa, bu baglantinin alindigini - birakildigini farkettigi anda tekrar uyanir. - uykusunun dongu noktalarinda (bunlar kitapta uzun uzun anlatilmis, simdi deginemeyecegim) uykusu hafiflediginde donup sirtini uyumak yerine bir bakar ki - memem nerde- hani beni sallayan kisi - emzigim nereye dusmus--- hemen uyanip onu ister. sen de kucagina alarak bu istegi pekistirirsin.
3. tabii ki ilk birkac gece uyanacak, bu daha nasil uykuya donulecegini bilmeyen minik bir insan. ona ogretmelisin. yanina gidip, kucaga almadan, kucakta uyutmadan, ferber der ki, ayni yontemi gece her uyandiginda tekrarlamalisiniz. zaten bir sure sonra gunduz uykularinda kendi kendine uyuyacak, gecis kendiliginden oluyor, gece ise hic uyanmayacak.
4. aglamaya dayanamiyorsan –ki en fazla 4-5 gece - vazgec. cunku bu ilk once anne babanin hazir olmasi gereken bir sistem. inan bana sen istikrarli olursan cok uzun surmeyecek. sonrasi mutlak mutluluk. aci cektigi icin aglamiyor ki aliskanligi elinden alindigi icin agliyor. ferber der ki, bicakla oyun oynamak icin de aglasaydi, aglamasina dayanamayip eline verecek miydiniz bicagi, yoksa bicak tehlikeli oldugundan almamasi gerektigini ogrenecek miydi?
5. bunu bir psikolojik iskence olarak gorursen bu gemi yurumez. bunu bebeginin uyumayi ogrenmesi icin gerekli bir sistem olarak dusun. hangi egitim kolay ki? yurumeyi daha mi kolay ogrenecek? kaaac kere dusup kalkacak. uykuyu nasil kolay ogrensin? tum ogrenme surecleri sancilidir. ben 34 yasima geldim, uzman dr olabilmek icin gece gunduz ders calisiyorum. sancisiz egitim olur mu? :)
6. bence eger yakinlarinda varsa, ilk bir kac gun - bence 4 yeterli, uyuma saatinde akraba-anne-arkadaslarindan birini eve cagir, seni anlayan, yargilamayan bilincli biri olsun ve seni desteklemek icin geldiginin farkinda olsun. ben damla’da esimin tepkisiyle karsilasmistim ama onun almanya’da yasayan kuzeni bizdeydi ve o kadar buyuk destek olmustu ki! esime kizmisti hatta utanmiyor musunuz koca cocugu sallamaya diye.. bana “dayan ne var bunda, simdi gider alirsan bosuna aglatmis olacaksin” demisti (ferber de aynen boyle diyor).. almanya’da dogal akisinda ogreniyor bebekler kendi uyumayi, nerde memede ayakta uyutmak.. iki aylikken koyuyorlar yataga, er gec uyur diye. aynen gozumle gordum.
7. Tuna’da deneyimimiz soyle oldu: zaten dogdugundan beri gece uyanma sorunu var. bir baktim ki dondugum gece sabaha kadar 2 saatte bir uyandi tuna. karni tok alti kuru burnu tikali degil oksurmuyor. e o zaman bu cocuk niye uyaniyor? o zaman dusundum ve buldum ki sallanmaya alistigindan uyaniyor… dedim ki kos ferber, yetis. aslinda sinavdan sonra yapacaktim ama baktim olmuyor, hepimiz uykusuz, yasam kalitemiz bozuluyor.
aldim sazi elime. bu sefer isimiz daha zor cunku damla da beni annem uyutsun diye agliyor bir yandan... bu arada onu da disipline sokacagim bugunden itibaren, iyice yoldan cikmis cunku... bi baktim saat 10 damla daha uyanik.. neyse o ayri hikaye. ben tunayla ilgilenirken ve tuna aglarken surekli bagirdi annneeeee diye.
tunayi gun asiri yikiyorduk, uyku egitimi suresince banyoyu uykuya baglasin diye 3 gun ustuste yikadik. rutin ve rituel sart: banyo - biberon - ninni - yatak.
ferberin sureleri 3 - 5- 7 – 7 idi galiba. ilk gun toplam 54 dakika surdu uyumasi, aglamasi da eh 35 - 40 dk olmustur, bu sureye benim yanina gidip kucagima alip sakinlestirme cabalarim da dahil..
bu seferki modifiye ferber oldu biraz, artik iyice uykusu gelince yanina gidip eeee deyip poposunu tipisladim. işki dk icinde uyudu. aslinda bunu da yapmamak gerek. Hatta bu geceden itibaren yapmayim bari.
İlk gece iki kez uyandi, kucagima almadim zaten gozleri kapaliydi, pispisladim, vurdum sirtina geri uyudu.
ertesi gun 5-7-dk agladi sonunda yanina gittigimde baktim agliyor ama numaradan, gozleri kapali, soyle bir sirtina vurdum hemen uyudu. gece bir kez uyandi.
ucuncu gun 5 dk agladi aglamadi hemen gittim pit pit iki sefer vurdum, yani son noktayi benim koymami bekliyor. olsun o da olur :) gece bir kez uyandi.
dorduncu gun bes dk.da uyudu, gece hic uyanmadi.
boyle iste. simdi tek sorunumuz sabah 6da uykusu bitip uyanmasi :) gece uyanmayinca uykusunu alip erken kalkiyor ama olsun, erken kalkmaya benim itirazim yok zaten ben de kalkiyorum.
SONUC: Bu yontemi denemek isteyenler varsa istikrarli olun. ne yapmaya calistigini bebegin anlamasina izin verin. kararli olun.
cocuklar istikrar ister ve disiplinden hoslanir.
kolay gelsin
Resimde: Pijama üstü beyaz gömlek ve futbol topu birlikteliği ile yetiştirmek istediğim erkek profili :) Yaşasın kötülük :)

2 Haziran 2010

Büyük blogger'a destek çağrısı

Buyrun, bu da bizim Nurturia'daki fotoğraf yarışmasına yolladığım resim.
Tuna bey daha doğmadan, Sultanahmet'te çekmiştim.
Beğendiyseniz, oylayın buyrun :))))

http://www.nurturia.com.tr/competition/photo/aeb813a7-a79e-4893-b8c0-9d8901287633

Minik bloggera destek cagrisi :))

Buyrun bizim minik bloggerın sayfasına,
bir yorum mu bırakırsınız artık bilmem, okudukca motive olur, bizim de kulube yeni bir uye katilmis olur, fena mi olur?
:)
www.dinozordostlar.blogspot.com