Hafiften bir hüzün, bir depresyon.. Hafif bir ne istediğini bilememe hali...
Kızımı uyutmak için yanına uzandığımda, uykuyla uyanıklık arasında, çocukluğumun geçtiği sokaklarda dolaştım şöyle bir... 20 yıl önce, 20 yıl sonra çocuklarımla geri gelip tekrar yürümeyi hayal ettiğim sokaklara, (sadece hayalimde) gittim. 20 yıl ne çabuk geçmiş.. Ne çabuk büyüyüp adam olmuşuz (olabilmiş miyiz)..
Hayat bana neler vaadediyorsun? 20 yıl önce olmak istediğim yer midir burası? Seneye bu günlerde tam da bu aylarda nerede olacağımı bilememeyi mi yoksa sonra neler yapacağımı hayal edememeyi mi sunuyorsun bana...
Hey gidi koskoca 33 yılım, neler verdiniz bana, nerelere getirdiniz beni?
Hocam hep söyler -neden, beni üzmek için mi?- ben 34 yaşındayken doçenttim diye.. (onun çocuklarını karısı doğurmuş ama bu da benim tesellim- Bugün, yeni basılmış bir ders kitabını incelerken, yazarların biyografilerini okudum. Üniversiteyi bilmemnerde okumuş, ihtisası bilmemnerde, 24 yaşında bilmemhangi ülkede bilmemne eğitimi almışlar... Ben üniversite eğitimi için bile aileşehrimden ayrılamayacağımı bildiğimden mi nedir, hayalini bile kurmadım (sanıyordum) bu büyüüük büyüüük eğitimlerin, büyüük kariyerlerin.. Ne yaptımsa hep kendi çabalarımla oturduğum yerlerden yaptım.
Sandım ki, bu benim tercihim, ailemin yanında okumak, sandım ki hep oralarda kalırım, büyüyemem de açılamam da..
Bugün ne acı farkediyorum ki, içime gömdüğüm hayallerim ihtiraslarım hırslarım birer birer - acıtarak dışarı çıkmaya çalışıyorlar. 34 yaşımın bitmesine çok az kala, sancı vere vere üze üze farkettiriyorlar kendilerini. Gelebileceğim ama bu konuda çaba bile sarfetmediğim yerleri düşündükçe içime dönüyorum, neden diye sorarak.
Bugüne kadar hep kolayına kaçtım ya, devlet memurluğu en basiti mesela, nereye gönderirlerse git çalış, ne verirlerse al yaşa, ne derlerse yap ama karşılığında.
Çok az hayal kurdum kendime (ve yapmak istediklerime) dair, ne tuhaftır hepsi de destek buldu sevgilimden. Ama nedendir bilmem, hep en önce kendim köstekledim kendimi. Cesur olmamak mı işlendi benim kanıma?
Almak istediğim bir eğitim var, işime yarayacak mı, kariyer yapmayı düşünmediğim -hatta küçük bir yerde yaşamayı istediğim için belki yaramayacak... Sevgilim yanımda ve arkamda, bana parasını biriktirip çocuklarımı da alıp (şartları yaratmama da yardım edecek) 6 ay yurtdışına gitmek kalıyor (Hocam: Ah canım, bunun için yurtdışına gitmene ne gerek var, Türkiye'de de var. Hatta bu eğitime ne gerek var, ne yapacaksın hoca mı olacaksın? Önce bir iş bulmaya bak sen, iki çocuklu kadınsın)
Öğrenmek istediğim bir yabancı dil var, kaç defa başladığım ama yarım bıraktığım (Herkes: Ne yapacaksın dil öğrenip, İngilizce yetmiyor mu, nasıl olsa kullanmadığın için unutursun)
Yerleşmek istediğim bir şehir var (... Teyze: Ah canım orası artık İstanbul'dan da pahalı, hem iş bulamazsın, bulsan da kışın kimse kalmıyor para kazanamazsın.. Başka bir yere gidin siz)
Yapmak istediğim işler var (Hep birilerinin desteği, hocaların yardımı, girmem gereken -ama çoktan geç kaldığım çevrelerin varlığı gerekli ve bende hiçbiri yok)..
Çok mu geç kaldım? Hayat, bana neler vaadediyorsun bu yaştan sonra?
Yapmam gereken şeylerin ağırlığı altında ezilirken nasıl hayal kurabilirim ki? Sorumluluklarımdan nefret etmesem de, varlıklarından nasıl kaçabilirim?
Vazgeçmeyeceğim.. İhtiraslarım, çıkın ortaya.. Planlarım-hayallerim, yaptırın bana kendinizi.. Vazgeçmeyeceğim hiçbirinizden. Ne 35 yaşında öleceğimi biliyorum ne de 70 yaşında hala ölmeyeceğimi... Geç diye birşey yok bu yüzden.
Geri gel yaşama sevincim, kimsenin seni öldürmesine izin verme.
Haklısın Dilara, her yerin güzelliği ne yapmak istediğimizle ilgili aslında, beklentilerimizle. Paraysa para, bunu da nasıl harcamak istediğimiz önemli gerçekten.
Bence de güzel olacak... Vazgeçmeyeceğim.. Herkes bana gülse de, zor da olsa, sarı yaz günlerinde, çok değil birkaç yıl sonra (Allah izin verirse) Damla Tuna Can Defne... ve adını bilmediğimiz başka minikler beraber elele gidecekler okula.. Biz de almak istediklerimizi alacağız hayattan, çocuklarımız da.....