Buyrun, ben

Buyrun, ben

7 Mayıs 2016

Marie Kondo ile ev ve ruh temizliği (arınması)

Herşey Elif'in önerdiği bir kitabı okumamla başladı. Marie Kondo adlı Japon hanımın, mesleği olan ev düzenleme ve temizleme ile ilgili bir kitap bu. Kitabı Maalesef yurtdışı seyahatime giderken yolda okudum ve (Maalesef? Neyse ki?) koskoca seyahati alışveriş yapamadan tamamladım.
Kafamda deli düşüncelerle.
Bu ayakkabı bana haz vermiyor. Bu cüzdan haz verdi ama ihtiyacım yok. Bu elbise çok da lazım değil. Bu saate gerçekten ihtiyacım var mı? Bu oyuncağın benzeri var ya evde.

Zemin hazırlayan almadim.blogspot.com sitesi idi, Konmari üzerine mum dikti.
Dönüş yolunda Marie'nin sözleri kafamda dolap beygiri gibi dönüyordu. Gözlerimi kapattığımda evdeki eşyalar giysiler oyuncaklar üzerime gelmeye başladı iyice. Evet ben kolay atmamla ve işime yaramayan şeyleri vermemle bilinirim, evim her zaman düzenlidir.
Ama farkettim ki evim, dolabım, çevrem bana haz vermeyen eşyalarla dolu. Marie'nin temel kuralı “haz”. Haz almadığın herşeyi çevrenden uzaklaştır diyor Marie. Haz aldığın nesnelerle çevrilmiş bir hayat düşünsene... Çevrene her baktığında mutluluk duyarsın..
Ben de evdeki eşyaları – giysiler, kitaplar, mutfak eşyaları, çocukların giysi oyuncak ayakkabıları vs- şöyle bir alıcı gözle incelediğimde, ne kadar çok olduklarını farkettim. Gerçekte bir çoğuna ihtiyaç duymadığım bir dolu şey! İhtiyacı geç, çoğunu sevmiyordum bile. Ucuzdu aldım, hediye geldi, kusurlarımı sakladığı için aldım, kuzenime fazlaymış bana verdi, bla bla bla.
Sonuç olarak, evimde bulunan fazla – gereksiz – bana haz vermeyen herşeyden kurtulmaya karar verdim. Marie Kondo bunu fazlalıkları çöpe atarak yapmamı öneriyor ama ben buna kıyamayacağım için başka çözüm aradım. Annemin evine göndermek de yasak. Çok planlı, sistematik bir şekilde atıyorsunuz evinizdeki fazlalıkları.
Eşya elden çıkarırken, bunları geri dönüşüme nasıl katabileceğimi çok uzun düşündüm. Bunlar benim işime yaramasa da çok para verdiğim ya da sevdiğim şeylerdi. İhtiyacı olduğunu düşündüğüm birilerine verdiğimde, bir süre sonra aslında ihtiyaçları olmadığı için giymediklerini ya da kullanmadıklarını ve onların yeterince kıymet görmediğini görüp üzülüyordum. Böylelikle birilerine vermeye de kıyamaz oldum.
Ben de Almanya seyahatimden aldığım gazla, fazla eşyalarımı satmaya karar verdim. Evet satmaya. Çok heyecanlıyım. Bu heyecanım geçmeden hazırlanıp, evimin bahçesinde bir “Garaj satışı” yapmayı planlıyorum. Şimdilik hedefim, yetiştirebilirsem 22 Mayıs Pazar günü.
Amerika'da yaşamış ve bu tarz satışlara çok alışkın olan arkadaşım Beril'in bu fikrimle ilgili yorumu çok hoşuma gitti, yaklaşık söyle dedi: “Çöpe atmakla aslında kullanım ömrü çok olan bir sürü şeyi tedavülden kaldırıyoruz, üstelik onları yok etmek için bir sürü dünya kaynağını israf ediyoruz, ama satarsak paylaşım ekonomisine dahil edeceğiz ve biz de dahil olacağız, çünkü ihtiyacı olan insanlar bunları alıp kullanmış olacak...”
Kısacası, sizleri önce Marie Kondo'nun kitabını okumaya, sonra garaj satışıma, birlikte paylaşım ekonomisine dahil olmaya, sonra da fazlalıklarınızdan kurtulmaya davet ediyorum.

Sevgiler sunarım efendim.

Hiç yorum yok: