Buyrun, ben

Buyrun, ben

8 Aralık 2011

Ah İstanbul...

Ah benim içinden ışık geçen, güneş kokan eski evim... Seni nasıl özledim bilsen...
Ah evimin salonunda, bahçenin içinde gibi duran kocaman masam... Sabahları herkes uyurken, ışığından gözüm kamaşa kamaşa oturup kahvemi içerdim sende.
Bahçeme baka baka karşılardım sabahı.. Yağmurunu da severdim, güneşini de. Kedilerini bile severdim çiçeklerimi ezseler de.. Yalandan kışt derdim camı açıp, mis gibi bahçe havasını da çaktırmadan içime çekip..
Şimdi tam üç tane kocaman masam var biliyor musun, ama hepsi de topraktan çook uzak.. Kocaman bir balkonum var, içinde kocamaan masası ve kanepesi bile olan, ama kediler girmiyor gizlice içine, bebeklerim bahçeye çıkamıyor balkondan zıplayıp, bahçeden geçen komşularla sohbet edemiyorum, çünkü topraktan çook uzak artık balkonum.
Kocaman şahane bir evim var, çoook metrekareli, ama İstanbul'daki küçücük ama sıcacık evim kadar ışıkla güneşle çiçekle toprakla dolu değil.
Ah be İstanbul, özlüyorum uzaktan seni. Özlüyorum sende olma fikrini (evden dışarı çıkamasam bile durmayı öylece).
Kocaman salonumun perdelerini kocaman açıp, bahçeye toprağa meyve ağaçlarına baka baka televizyon izlemeyi, yemek yemeyi, bebeklerimle oyun oynamayı özlüyorum. Mutfağımın kapısından çıkıp anneme gitmeyi, bahçede çay içmeyi, arka mahallede yürüyüşe çıkmayı ve hangi bahçeli evi satın alsak daha keyifli olacağı konusunda kocamla sohbet etmeyi özlüyorum.
Bunları hatırlamamın nedeni, iki yıl önceki video kayıtlarını izlememdi.


Resim: Eski, ışıklı evimin güzel bahçesi. Süper annemle melek kızım, en sevdiklerim. Mutfak kapısından çıkmış (nereye?) gidiyorlar...

Belki de herşeyi kayıt altına almak aslında o kadar da iyi değil.. Belki, herşeyi zamanında bırakıp günü yaşamak gerek, geçmişi çok da özlemeden. Bazen çünkü, eskiyi özlemekten yeninin tadını çıkaramıyoruz.
Ama bana öyle geliyor ki İstanbul, kocaman ışıklı salonu olan bahçeli bir evim olsa, bu Şehr-i Antep daha mı keyifli olurdu ne?


Notlar.
1. Ah meleğim, nasıl büyümüşsün öyle... Farkettim resme bakınca.
2. Merak edenler için, süper annemle canım kardeşim Ayçaada, bizdeler. Ne keyifliyim onlarla (kısa bir süre bile olsa) birlikte yaşadığımız için ve ben bu kadar yoğun çalışırken bebeklerim emin ellerde olduğu için.
3. Herşey yolunda çok şükür, merak edip mail atanlara teşekkür ederim. Sadece çok çalışıyorum, bu yüzden yazamıyorum.
4. Sevgi kelebeği gibiyim bu ara, herkesi - herşeyi seviyorum.
5. Şu an nöbetteyim ve birazdan yeni gün başlayınca biçok ameliyata giricem.
6. Herkese sevgiler.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bu duygu hali pek açmış seni, daha bi yakışmış. devamını dilerim...
'bol ışıklı, güneşli bir bodrum gününden sevgiler' diyeyim de hedefini unutup başka yerlere gitme!
dilara

Erdemim dedi ki...

Valla ne kadar yoğun olsanızda yazılarınızı özlüyoruz... Sizin sayenizde blog dünyasıyla tanışmıştım.Yeriniz ayrı mahrum etmeyin...

Itır dedi ki...

Ben de videolara bakınca acayip nostalji yaşıyorum ve bazen kötü oluyorum..şimdi elimde olmayanlar için, geri dönülemeyecek anlar için..annenle kardeşinin yanında olduğu satırlarda içim ısındı..ne güzel!!

Asortik Krep dedi ki...

Büyük bahçeli bir ev sadece seni oyalar,zaman kazanırsın ama yap bence :) İnsanın bazen oyalanmaya ihtiyacı varsa oyalanmalı.