
Bakınız: Kızım pamuk helvam ipek kokulum.
Bizim rutubet sorunu ve küf kokusu, beni inim inim inlettikten ve bir hafta kadar ağlattıktan sonra (ki birdenbire ortaya çımıştı), Damla'nın yatağını çalışma odasına taşıdıktan, odasındaki herşeyi yıkayıp elden geçirdikten ve bol bol havalandırdıktan sonra..
birdenbire...
kaloriferlerin geçen seneki gibi harıl ve harıl yanmasıyla..
bir günde
geldiği gibi gitti.
Beni şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleyerek.
Hatta o kadar geçti ki rutubet kokusu haftasonuna kadar geri gelmezse kızımın odasını tekrar eski haline taşımayı düşünüyorum. Hadi bakalım.
Sonra... artık bir bakıcımız var. Herkesten, heryerden dinlediğim korkunç bakıcı hikayelerinden ödüm kopa kopa, yavaştan yavaştan arayışlarımız sürerken.. Annem gerçekten çok yoruldu, fiziksel yorgunluğu bir yana, sürekli bize, Damla'ya ve bizim eve bağımlı yaşamaktan artık dengelerini bozmaya başladı diye bir çözüm ararken... Eve ve bize bakacak bir yardımcı için üç beş hanım denemiş ve yanılmışken... Damla hanımı yuvaya mı versek diye düşünürken..
Allah bize Fatma hanımı yolladı. Sanırım Allah yolladı.
Önyargılarım (bakınız bakıcı anıları, Yasemin abla, eve erkek alan, Esra abla, bir gün önce gelip başka iş buldum yarın yokum diyen, Fatma, her ay daha yüksek maaşa iş buldum diyerek maaşını bir buçuk milyara kadar artıran, vs, vs.....) ve yargılarım (Fatma hanımın önceki çalıştığı arkadaşımın anlattıkları) arasında kıvranırken, ay ne uzun cümle oldu, iki gün önce işe başladı.
Son yargılarım:
1. Ispanaklı börek istedi canım, pide yapmış, bildiğin hazır pide, hazır aldı sandım, nefis olmuş,
2. Güler yüzlü,
3. İki hafta sonra buraya olumsuz ve ağlak bir yazı yazmaktan çok korkarak bunları yazıyorum,
4. Herşeyin hayırlısı, belki de gerçekten onu Allah göndermiştir ve herşey hakkaten çok güzel olacaktır,
5. Damla hanımla çok çabuk kaynaştı ve iyi anlaşıyor görünüyor,
6. Öyle olmasa annem resim kursuna dönmekten bahsetmezdi çünkü torununu kimseye emanet edemez o kolay kolay.