Ben anne oldum olalı, anlayamadım desem yeridir.
Küçük kütüphanemde en önemli grubu bebek bakım - artık çocuk eğitim kitapları oluşturuyor. Ama okuduklarımdan öğrendiğim birşey varsa, o da çocukları anlamak zor.
Aslında, Tracy'nin, Ferber'in, Karp'ın bana öğrettiklerini hayata geçirebilmemi kim öğretecek onu bilmiyorum işte.
Bir de ben sabırlı mıyım onu bilmiyorum..
Bazen, evet ben olmuşum, Hz Eyyub'un suyundan içtiğim belli oluyor diyorum.. Bazense, yok yok yooook, benden anne manne olmaz diyorum...
Ama ne zaman okuduğum birşeyi uygulayabilsem, oldu bu iş diyorum.
Bir örnekle bağlayayım:
Damla hanım gece yatarken, birkaç zamandır üstünü örtmek konusunda sorun çıkarıyordu. Yorganını tamamen yere atana kadar uyumuyor, hatta bağıra bağıra ağlıyordu. Artık ben de, gene mi aynı terane diye sinirleniyordum ve bu böyle sürüp gidiyordu.
En son dün, aklıma geldi, onu anladığımı anlasın tırınınısı yapayım dedim.
Gene yorganı tekmeleyip ağlamaya başlayınca,
"Hımmm.. yorganını hiç sevmiyorsun" dedim.
Ağlaya zırlaya "evet" dedi.
dedim ki, "Ama ben onu senin için almıştım. Hani üzerinde minik minik bisürü kalp olan, hem de rengarenk olan, senin için özel olarak aldığım yorganını sevmiyor musun yani, neden acaba çok merak ettim" dedim.
Kitaplarda örnek vaka olarak verdikleri hikayeler genelde bu noktada çözülür.. Ben pek umutlu değildim ama Damla burnunu çeke çeke şöyle dedi:
"Çünkü ben kalp çizmeyi bilmiyorum ühüüüü ühüüüü"
"Aaaa" dedim. "Ondan kolay ne var" Hemen kalktık, ışığı açtık, odasındaki kara tahtanın önüne geçtik, ona kalp çizmeyi öğrettim. Öğrendi mi, iyi kötü öğrendi valla.
Sonra sevine sevine yatağına girdi, üzerini örttü ve uyudu.
Sabah uyandığında koşarak tahtasına gitti ve kalpler çizdi.
Bugün yatağa girince hemen yorganını istedi.
Dedim ki, ah kuzum bu muymuş.. Çektiğim onca eziyet bundan mıymış?
Bu yazının özeti: Bunlar içerden çıkarken yanında kulanma kılavuzu da gelse mesela, biz onları anlasak hemen, bu b..ktan şeylerden ağlamasalar.. Biz de üzülmesek..
Eh peki bu olmayacağına göre, biz (ya da genellemeyeyeim ben diyeyim) daha sabırlı olsam da çocuklarımı anlamak için daha çok çaba gösterebilsem. Ne iyi olmaz mıydı?