Buyrun, ben

Buyrun, ben

6 Aralık 2013

Emlak komisyonculuğunun etik değerleri

Emlak komisyonculuğu mesleğini anlamaya çalışıyorum. Komisyonculuğun her türlüsünü anlamaya çalışıyorum. Ama önyargılarımdan kurtulamıyorum. Başıma gelenlerden sonra (az sonra anlatacağım), yemin etmiştim bir daha emlakçılarla iş yapmayacağıma dair. Ama bir şekilde yine yolum kesişti ve yine hayal kırıklığına uğradım. Bir kere daha ahdettim emlak komisyoncularıyla çalışmayacağıma dair.
Ben nasıl meslek etiğinin dışına çıkmıyorsam, sıkı sıkıya bağlıysam, kendimi sadece kendim denetlediğim halde etiğimi sıkı sıkı tutuyorsam, emlakçılardan (ve dahi tüm meslek erbabından) aynı şeyi bekliyorum. Ama bulamıyorum ve sinirleniyorum.
Önce bir emlakçıdan yediğim kazığı anlatmak istiyorum. Kendisine ahlaksız, şerefsiz, terbiyesiz gibi sıfatları burada sıralamayacağım, ama Bodrum'a yerleştikten ve ortamı biraz tanıdıktan sonra kendisinin dürüstlüğüyle tanınmadığını öğrendim. Ama iş işten geçmişti.
Ben Antep'te oturur ve Bodrum'da kiralık ev ararken, bir aylık uğraşı sonucu güçlükle bir ev tutmuştum. Evi yakından görmemiş, ama temizletmiş, planlamış ve hatta bir balkonun pimapenle kapatılması için para ödemiş, ev sahibine iki aylık kira, emlakçıya ise bir aylık kira vermiştim.
Ben uçakla, eşyalar ise kamyonla yola çıktık. Eşim gelemiyordu, çalışıyordu ve henüz tayin olmamıştı, çocuklar İstanbul'da annemde idi. Ben uçakla önden geldim, eve gelip kamyonu beklemeye başladım ve o sırada, sevgili ev sahibi evi bana vermekten vazgeçti. Zaten kadını sevmemiştim, evi de aslında sevmemiştim ama çaresizdim.
Yapacak hiçbirşey yoktu.
Kadın deliydi. Emlakçıyı çağırdı, ben vazgeçtim dedi. Sandım ben. Meğer emlakçı daha yüksek kiraya başka bir kiracı bulmuş ona. Nasıl?
Çaresizce internette yeni bir ev bakarken, bir ilan gördük. Aynı emlakçı dedi ki, o ev benim portföyümde. Eve gittik, hiçkimsenin portföyünde olmadığını ve hatta evin kiralık olmadığını öğrendik. Ev sahibi rahmetli Nedim Amca (çok iyiydi), halime acıdı ve evi bana kiraladı. Oğlunun eşyalarını boşalttık benimkileri taşıdık içeri.
Ben boyasız badanasız temizliksiz girdim. Eşyalarımın yarısı sığmadı, bir depoya yığdık, telef oldu çoğu.
Önceki evin sahibine verdiğim paraları alacaktım ki yeni eve kira depozito vs verecektim. Kadın vermedi, param yok dedi. Emlakçı beni temin etti alacağına dair, ben zaten çirkef kadınla muhatap olmamak için tamam dedim, ve fakat emlakçı aldığı parayı bana haber bile vermeden, bu yeni evin kirası da komisyonu da daha yüksek diyerek cebine attı. Ben parasız, yalnız, kolilerimle başbaşa yeni bir şehirde kaldım.
İki ayrı eve iki ayrı kira, komisyon, depozito vermiş oldum. Emlakçı sevgim böyle başladı işte. Ve yemin ettim son olacak diye.

Sonra üzerinden zaman geçti, artık kendimize bir ev alalım derken, yine karşımıza bir tanıdık aracılığıyla yeni bir emlakçı ve benim çok beğendiğim bir ev çıktı. Sanırım ben evi o kadar beğendim ve istedim ki yeminimi unuttum.
Emlakçı etik değerlere çok yakın değildi, klasik numaralar çekti. Bizi arayıp acele karar verin kiracı buldum demeler, aradaki tanıdığı arayıp ev sahibiyle pazarlık yapabilirler karışmam demeler, ev sahibini arayıp ben müşteriyi bağladım fiyatta ok.ler indirim yapmanıza gerek yok alıcılar demeler, bize satıcıdan satıcıya ise alıcıdan komisyon alacağını söylemeler, falan filan. Her türlü ayak oyunu.
O kadar bulandı ki midem, o çok beğendiğim evi de sildim, bize ev mi yok deyip kapattım sayfayı.
Banka kredisini bile ayarlamışken.
Eve eşyalarımı bile (hayalimde) yerleştirmişken.
Kısacası, eğer emlak komisyoncuları dürüstçe işlerini yapsalar, dürüstçe komisyonlarını alsalar, dürüstçe çalışsalar..
Biraz değerlerine sahip çıksalar..
Ben de bu meslek grubunu toptan hayatımdan çıkartmasaydım, iyi olmaz mıydı?

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Yazık çok üzüldüm, emlakçılara zaten güvenmem ama bu kadarını da beklemezdim.O evi ilk kiralayan cadı kadına da pes doğrusu, bu nasıl bir vicdan.

Unknown dedi ki...

sizi devamli takip drim ama yorum birakmam,bugun yazayim istedim,gecmis olsun, turkiye`de maalesef emlak komisyonculugu ilerleyemedi.burda yasadigim ulkede hic bir sekilde ev sahibini gormuyorsunuz, kontrat dahil tum hacamalar acenta tarafindan yurutuluyor. o evde 10 yil bile otursaniz bir kez bile ev sahibi sizi aramaz.umarim yakinda ordada sistem degisir. dediginiz gibi ev cok, ve hayalinizdeki ev,bir yerlerde sizi bekliyor..yakinda gelicektir size..sevgilerimle

Pinar kaplan dedi ki...

Merhaba;
Bugün ilk defa blogunuzu okudum. Size Iki buçuk yaşındaki ikizlerimden Ege ' nin öksürük içinde boğulmasi sebebiyle ne yapabilirim diye araştırırken rastladım. (Bu arada ayağının altına vicks sürdüm çaresizce bekliyorum )
Ben de malesef 12 yildir emlakciyim.
Anlattığınız emlakcilar gerçekten bu mesleğin % 95 ' ini temsil ediyor. İktisat Fakültesi mezunuyum. Ticareti ve kendi işimi yapmayı istediğim için bu mesleği tercih ettim. Ama nerde sahtekar ve hırsız biri varsa bu işe giriyor.
Bu yüzden ne iş yaptığımı utanarak söylüyorum. Sadece iş yaptığım insanların siz gerçekten çok farklisiniz demesi bu meslekte kalmami sağlıyor.
Yasa ile bir sınırlama getirilmedigi sürece de asla saygın bir meslek olmayacak.
Çok çok Üzgünüm ...