Buyrun, ben

Buyrun, ben

25 Temmuz 2010

Benim kocaman yürekli minik kızım

"Melike teyze sana kötü bir haberim var..
Biliyor musun, annemin babası ölmüş."

Kalbi kendinden daha büyük yavrum.. Sana henüz bu bilgi için hazır olmadığını düşündüğümden, laf arasında söylemiştim, babamın öldüğünü.
Birşeyden konuşuyorduk,
“Senin baban mı anne?”
“Yok annecim benim babam öldü.. Sen onu tanıyamadın malesef”
“Neden öldü anne”
“Hastaydı da ondan annecim”
..ve konuya devam ettik gitti.

Ben hala seni küçük sanırken, minik kalbim derken sana,
Meğer sen insanın babasının olmasının nasıl iyi güzel muhteşem bir şey olduğunu farketmişsin
Ölümün nasıl üzücü olduğunu anlamışsın
Benim babamın ölmüş olmasını düşünmüş, analiz etmişsin..
Eve döner dönmez de benim ağzımı açık bırakan şu cümleyi kurdun:

“Melike teyze sana kötü bir haberim var..
Biliyor musun, annemin babası ölmüş.”


Sonra güzel, uzun, çok renkli bir elbise giydiğimde de, bana uzun uzun bakıp,
“bu çok güzelmiş, nerden aldın bunu hanımcım?”
İnsana bakımlı olmayı istetiyorsun minik kalbim :)

Not: Bugün de teyzeni "büyükbaban" hakkında sorguya çekmiş, albümleri döktürmüş, ona uzuun uzun babamı anlattırmışsın.
Hep keşke babam seni (sizi) görebilseydi diye üzülürdüm. İlk defa başka birşey için üzüldüm, keşke siz de babamı tanıyabilseydiniz yavrum.

Hiç yorum yok: