Buyrun, ben

Buyrun, ben

17 Aralık 2010

İstanbul kaçamağı

Nasılmış bu hayat denen şey? Sen yıllarca (ortaokul ve lise), İstanbul'da yaşayabilmek için can at, sonra sevgiliyle git orda sıfırdan bi hayat kur.. Tam on yıl mücadele et, biryerlere gelip bi düzen kurmaya uğraş.
Sonra da İstanbul'u çıtır bi sevgili uğruna terket!!! (Bkz: Gaziantep....) (Maazallah kıtır bi sevgiliye gitmek de vardı (!) )
Neyse, işte şimdi de böyle İstanbul kaçamağı olur o eski sevgiliye gidişlerin adı.. Eeee hayal hanım, gün olur devran döner, uzaktan bakarsın artık buralara.

Anca yazabildiğim İstanbul'u sebeb-i ziyaretim, aslında düğünümüz ve doktor randevularımızdı. Damla hanımın kulağı Tuna beyin bronşiti vs Antep'te dr olmadığından değil, Damla'yı ameliyat eden dr. a götürmek istememdi. Bu arada aradan çıkarttıklarımız: (biraz karışık oldu ama)

İkizlerimizi gördük (babiş Afganistan'da görevli, nasıl süper ama di mi!!) (Bu arada düzenli olarak bu üçünün fotoğrafını koyuyorum ki, nasıl büyüyorlar takip ediyim diye :) )
Dünya güzeli gelinimizi aldık, parmağına yüzüğü taktık :)
Kuaförde kucağımda uyuyan bir Damla hanım (güzelliğin bedeli, yorucu oluyor tabii :))


Minik kalbimiz Ceylomuzla (vakit yettiğince) hasret giderdik... (Canım Gülfer'im, ayrıca bu fotoğraflarla bir arkadaşlık yazısı yazasım var, çünkü bu resimlere baktıkça gözlerim doluyor. Sizi çok seviyorum. Bi de bana yaptığın fotoğraf cd.sini İst.da unutmuşum duyrulur :( )

Haydarpaşa garını yaktık :(

İçime huzur veren bir güzellikle lafladık (NOT: 30 yaşından sonra pekala arkadaş bulunurmuş, frekansların tutması yetermiş, evet burdan söylüyorum doyamadım sohbetimize arkadaşım. Artık sizi Antep'e beklerim, kaldığımız yerden kaynatırız :) )

Sonra sabahın köründe birbuçuk saat trafikte sıkışınca, ilk ışıklardan havaalanına çekip arabayı İstanbul'dan kaçasım geldi, belirtmeliyim. Antep'te trafik yok mu var ama en baba sıkışıklık yarım saat sürmüyor.

Hastaneme gittim, kıymetini bildim, hocalarımın elini öpüp bana öğrettikleri herşey için teşekkür ettim.
Bu arada iki çocukla (pardon bebekle) uçak yolculuğu başlıklı yazıyı asla yazmayacağım kimse beklemesin. Hatırlamak bile istemiyorum. Bidaha kocamsız yola çıkarken ya bebeklerde yüzde elli indirim yapmayı ya da karar verirken iki kere düşünmeyi düşünüyorum.
Special thanks to:
Annemmmm....
Bi de arabasını bize tahsis edip beni kuzularla yaya bırakmayan ve onlarla dört gün ilgilenen bacılarıma gelsin.

3 yorum:

annesininoglusu dedi ki...

oh ne iyi yapmışsınız:))ama oraya alışınca İstanbul sizi sıkmıştır herhalde.bu arada bizimm babiş de Afganistanda ikizlerin babası da asker galiba:(

Nihan dedi ki...

Seninle hayatlarımızın tekrar kesişmesinin bir sebebi vardı elbet :) Ben de doyamadım canım benim. Kara kış bir geçsin baharda yamacındayız. Öpüyorummm

Kiraz Çekirdeği dedi ki...

Ne güzel yazmışsınız, bu arada uçak yolculuğunu sakinleşince tekrar düşünün derim:)