Buyrun, ben

Buyrun, ben

9 Ağustos 2012

Keşke herşey bazen biraz daha kolay olsaydı.

Bu sefer baştan söyleyeyim de öyle başlayayım: Lütfen bu yazımı okuyan olursa, ah depresyonda mısın, zavallı, bak mutlu olunacak ne çok sebebin var, sağlığın var, falan demeyin. Depresyonda değilim, mutsuz değilim, hergün şükredecek kadar çok şey var hayatımda, farkındayım. Hatta tüm zamanlara göre en çok şimdi farkındayım ve mutluyum çok şükür.
Ama...
Keşke, bazen, herşey bir parça daha kolay olsaydı.
Keşke, aslında tahmin bile etmediğimiz kadar yalnız olmasaydık. Keşke aslında kendi kurguladığımızı sandığımız hayatımız başkalarınınkiyle bu kadar örülü olmasaydı da bir parça daha yalnız olabilseydik.
Hayatımızın anlamı çocuklarımız, terrible two, four, five olmayıp, biliyorum sen beni hiç sevmiyorsun, hiç bir zaman da sevmedin anne demeseydi.
Keşke canımızın içi bebeklerimiz, gel deyince gelseydi, ye deyince yeseydi, hadi deyince kıpırdasaydı.
Keşke stres faktörleri - ya da zorluklar - teker teker gelseydi. Mesela taşındığımızda yeni bir işe başlama stresiyle de uğraşmamız gerekmeseydi. Ya da çocukların da tastamam aynı anda yeni bir okula başlaması gerekmeseydi. Ya da keşke eşimiz de yanımızda gelebilip bütün bu zor sürecin yükünü paylaşabilseydi.
Ya da yanımızda bize destek olsun diye getirdiğimiz kişilerin bu kadar çok geri gidesi olmasaydı da, stresin birazını onlara aktarabilseydik, yükümüzü hafiftelebilip daha kolay katlansaydık.
Keşke ramazan, oruç ve 37 derecelere varan sıcaklar da bunların üzerine eklenmeseydi de herşey bu kadar katlanılamaz bir hal almasaydı (tok açın halinden anlamaz).
Herkes keşke sırf kendi açısından bakmak yerine biraz da başkalarının açısından bakmaya çalışsaydı. Karşındakinin ayakkabısını giyip yürümek bu kadar da zor olmasaydı.
Bazen de hayatımızın odağı kendimiz olabilseydik. Sadece kendimiz için yaşayabilseydik, sadece kendimizi düşünebildiğimiz günlerimiz ve sabahlarımız olabilseydi. Uyanınca işe gitmek için rahatça giyinip süslenebileydik, bazen uyuyakalabilseydik, işe sadece uyuyakaldığımız ya da keyif kahvaltısı ettiğimiz için geç kalsaydık - mesela çocuğumuz kahvaltı etmeyi ya da üstünü giyinmeyi reddettiği için değil.
Keşke çocuklarımız sinir krizine girdiklerinde onlarla başetmesi gereken tek kişi biz olmasaydık. Bir başka kişi, x birisi - hiç farketmez kim olduğu- bizim kadar sevgiyle, şefkatle onları sakinleştirmeye çalışsaydı da bizden başka herkes, öff ne beter çocuk, annesi ilgilensin, bana ne deyip çevreden yok olmasaydı. Bazense biz bunaldığımızda, çığlık atmak ya da bağırarak kaçmaya ihtiyaç duyduğumuzda bunu yapabilseydik.
Keşke herşey bazen, sadece bizim limitlerimiz dolduğunda, toleransımız azaldığında, gücümüz kalmadığında, biraz daha kolay olabilseydi.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

ahhh ah. aynen beni yazmışsınız. ben de bir kadın doğumcuyum. yeni bir yere tayinim çıktı. aynı zamanda taşınmakla meşgulum. etrafımda 1 tane insan yok. 5 ve 2 yaşlarında 2 çocukla bunların altından kalkmak ne zor değil mi. Allah işlerimizi kolaylaştırsın. sevgiler... zeynep

Asortik Krep dedi ki...

Zor oluyor, ama bir şekilde başetmenin yolunu buluyorsun.Yeni bir yere alışıyorsun, çocuklar seni ne kadar hırpaladıklarının farkına varıyor, iş çevren genişleyip,yeni dostlarla tanışıyorsun, o seni yok yere terkedenler haksızlık yaptıklarını anlıyor ama buna rağmen onların dönmesini istemiyorsun :) Çünkü sen artık yalnız başına ilerleyebileceğini biliyorsun,çünkü en zor zamanda sen herşeyle başa çıkmış olduğundan herkes bir başka türlü saygı duymaya başlıyor,işin tek kötü yanı hayatta yine böyle olaylar başına geldiğinde herkes sen çok güçlüsün diye yine seni yalnız bırakıyor, ama tınmıyorsun,çünkü çok yol katetmiş oluyorsun,artık alışıyorsun :)
Kolay gelsin,sevgiler..

fatma dedi ki...

farkındalık burada işte:)Aynı meslekten olmasak da, kadın olarak sorumluluk sahibi bir anne olarak benzer şeyleri ben de düşünüyorum ve her seferinde sonuç olarak "kendi işimi kendim yaparım" ve "yalnızım"a ulaşıyorum.
Allah güç versin, yardım etsin...

Erdemim dedi ki...

Süper olmuş...

Bizden dedi ki...

Bu kadar mı tercüman olunur hislerime...şu an sizin kadar yorucu bir dönem yaşamasam da ,sıklıkla yaşanılan irili-ufaklı durumlarda aynılarını yaşıyor,hissediyorum.Kolay gelsin,Allah güç ve sabır versin ki daha kolay yaşansın bu süreciniz...

annecik dedi ki...

ALLAH kolaylık versin her yağmurun arkasından çıkan gökkuşağı çabucak gelsin hayatına dünyayı sırtında taşıyan bayanların dönem dönem yaşadığı sıkıntılar buda geçecek inş. derin bir nefes alacağın günde gelecek bir kaç aya ihtiyacın var

pinarbk dedi ki...

Ah canım benim...Farklı yerlerde hep aynı şeyleri yaşıyoruz... Çok sevdiğim bir ablam şöyle derdi: "Kurda sormuşlar, ensen niye kalın diye, kendi işimi kendim yaparım demiş." ... Ne zaman zor olsa birşeyler, bunu hatırlarım...