Buyrun, ben

Buyrun, ben

4 Nisan 2010

Kızkulesi’ne gidemedik ama kıyısına gittik

Geçen cumartesi sabahı, babamızın işyerinden arkadaşı Kamber ile Kızkulesi’ne gittik. Aslında Kamber çooook güzel fotoğraflar çekiyor ve bu güzel güzel makineleri alması için de Osman’ın kanına giren o.. (Bu işi profesyonelliğe döküp para kazanması için ben de onun kanına girecem yakında :)) Damla’nın Pamuk Prenses olduğunu duyunca, o zaman bir prenses bir kuleye yakışır demiş.. Kızkulesi’ne gidelim, orda fotoğrafını çekelim… Hava da güzel olunca sabah kalktık gittik.. Tam bir görsel şölen şeklindeydi herşey.. Kocamın objektifinden bakın neler ortaya çıktı.. (Araya Kamber’den de sıkıştırayım onları da Osman çekmiş sanın hehe :)
Gerçi çok rüzgar vardı kuleye gidemedik, ama Damla hanıma söz verdim havalar biraz daha ısınınca götürücem onu. Bir de kızkulesinin kızına gitmeye çalışan prens boğuldu diye o kadaaaar üzüldü ki, hikayeyi değiştirip, akıntıya kapılıp başka iskeleye yüzmüş diye değiştirmek zorunda kaldım :)

Hiç yorum yok: