Buyrun, ben

Buyrun, ben

13 Şubat 2010

Kadıköy Belediyesi Çocuk Kütüphanesi

Önceki yazılarımı okumuş olan varsa, http://hayalalani.blogspot.com/2009/01/ocuk-ktphanesi.html şurada anlattığım Amsterdam Büyükşehir Belediyesi (!) çocuk kütüphanesini hatırlayabilirler.. Ağzımın suları akarak dolaştığım ve hayaller kurduğum yer (deli miyim ne kütüphaneyi gezerken ağzımın suyu neden akarsa.. Aslında nedeni belli, hayatım boyunca en iyi yaptığım şey, hatta şu aralar tek yaptığım şey okumak, 34 yaşımdayım hala okuyorum :) )

Çocuklarımın da benim gibi "okur" olmasını çook isterim.. Damla hanımın öğretmenleri karnesini hazırlarken, en sevdiğin oyuncak diye sormuşlar ve kızım "kitap" demiş.... Bu da benim bu dileğime çok da uzak olmadığım konusunda ümit verdi bana... Zaten sürekli çalışmaya gittiğim yer de, İSAM kütüphanesi, ondan dolayı da sürekli duyuyordu annesinin nerde olduğunu..

Uzun lafın kısası, Damla hanımı götürmek için bir çocuk kütüphanesi arıyordum şu kocaa İstanbul'da.. Biraz da fazla birşey ummayarak...

Salı Pazarı'na giderken, önünden geçtiğimiz, üzerinde kocaman Kadıköy Belediyesi Halk ve Çocuk Kütüphanesi yazan binanın varlığını biliyordum ama hiç gitmemiştim. En nihayet, birgün okul çıkışı gittik...

Kocamaaan binanın içinde miniciiiik bir oda çocuk bölümü... İçindeki okul öncesi için olan kitaplar ne yazık ki bizim evdeki çocuk kitaplarından az... Büyük çocuklar için de, benim çocukluğumdan yani hemen hemen Nuh Nebi zamanından kalan kitaplar.. On onbeş tane de yeni kitap..

Bir iki tane küçük masa ve küçük koltuk.. Bir tarafa basamak basamak yapmışlar, üzerinde yastıklar var.. Malesef fotoğraf çekmeyi unutmuşum.. Gözünüzde canlandırmaya çalışın artık :) Biz basamaklara oturup bulabildiğimiz bir iki kitabı okuduk. Görevliye neden çocuk kısmının bu kadar zayıf olduğunu sordum, hani kitap okuma günleri falan? diye bir teati yapayım dedim, bu bölümün görevlisinin işten ayrıldığını, zaten gelen çocuk mocuk da olmadığını söyledi.

Bence, bizdekiler çok ümit vadetmese de, çocukların kütüphane fikriyle ufak yaşta tanışması, gitmesi, o ortamda bulunması, kitapları koklaması, sessiz ortamda çalışma disiplinine aşina olması gerekli. Bu nedenle biz bulabildiğimiz kütüphaneleri gezeceğiz kızımla.. (Bildiği başka çocuk kütüphanesi olan var mı?)

Yalnız bir not: Sosyal zekası henüz gelişmemiş çocuklarınıza, "bak kütüphane kapanıyor içerde unutmasınlar bizi" diye espri yapmayın sakın (aslında çocuk bölümüne kimse uğramadığından, cidden unuturlar mı diye aklımdan geçirmiştim hakkaten ama çeneni bi tut di mi).. Şimdi Damla hanıma kütüphaneye gidelim mi deyince "ama anne kapanırsa içerde kalırız" diyor :( Daha günün yeni başladığı saat olan 4buçukta kapanırsa haklı çocuk. Ne diyeyim, ne yapayım da unutturayım bunu bilmiyorum.

Tamamen bizim toplumsal beklentilerimizin düşük olmasıyla ilgili bu durum aslında. Amsterdam'da neden İngilizce Türkçe kitaplar ya da okuyuculara çay kahve servisi yok falan derken (başka kusur (!) bulamamıştım) bizde ise neden kitap yok diyoruz.. Ne acı değil mi.. Gene de biz gidersek gelişir kütüphaneler.. Biz okursak gelir yeni kitaplar... Filmler.. çocuk dergileri.. müzikler... Halkı Halk Kütüphanesi'ne ne yapmalı da çekmeli... Bir de şöyle buyrun bakalım: http://www.kutuphaneleriseviyorum.org/

Biz olursak var olur kütüphaneler. Ama alışveriş merkezine gidip jetonlu uçaklara bindirmek varken kim çocuğunu kütüphaneye götüre değil mi?

3 yorum:

inceterazi dedi ki...

Butun kitaplar tek bir kitabi anlamak icin vardir, diye bir soz vardir duydunuz mu bilmem. Buda hayat denen bilmecedir belki...

Adsız dedi ki...

Ben de Kadıköy kütüphanesini arayıp hikaye okuma saatleri yapıp yapmadıklarını sormuştum. "Valla bir masalcı teyze var, ama pek talep olmuyor" demişlerdi bana.

Hiç girmemiştim içeri ama girsem de beklentimden farklı bir şey bulmayacakmışım anlattığın kadarıyla.

Bizim dışarıda kitap okuma etkinliklerimiz genellikle -ve maalesef- D&R, Remzi gibi kitabevlerine giderk oluyor. Keşke kütüphaneler yeterince zengin ve gelişmiş olsa da böyle "kitapçılarla" yetinmek zorunda kalmasak :(

hayal dedi ki...

Duymamıştım Yasemincim, sağol :)
Elif merhaba, görüşmeyeli nasılsınız :) Ben pek kitabevlerine götürmüyorum, orada ıncık cıncık oyuncaklar bilmemneler, şeker makineleri, konsepti kavrayamıyor kuzum.. kütüphane kültürü farklı olmalı oysa ki..
Çağla merhaba, hoşgeldin, ne iyi ettin de geldin :) Bahsettiğin kütüphane arkadaşımın evinin karşısı, biz de gidecez birgün ama arkadaşım hiç de övgüyle söz etmez ordan pek küçük ve köhneymiş dediğine göre.. Gitmeden bilemeyiz.. Senin de yorumlarını beklerim..