Buyrun, ben

Buyrun, ben

20 Ağustos 2009

Hayatın bana vaadettiklerinden korkuyor muyum

Hafiften bir hüzün, bir depresyon.. Hafif bir ne istediğini bilememe hali...
Kızımı uyutmak için yanına uzandığımda, uykuyla uyanıklık arasında, çocukluğumun geçtiği sokaklarda dolaştım şöyle bir... 20 yıl önce, 20 yıl sonra çocuklarımla geri gelip tekrar yürümeyi hayal ettiğim sokaklara, (sadece hayalimde) gittim. 20 yıl ne çabuk geçmiş.. Ne çabuk büyüyüp adam olmuşuz (olabilmiş miyiz)..
Hayat bana neler vaadediyorsun? 20 yıl önce olmak istediğim yer midir burası? Seneye bu günlerde tam da bu aylarda nerede olacağımı bilememeyi mi yoksa sonra neler yapacağımı hayal edememeyi mi sunuyorsun bana...
Hey gidi koskoca 33 yılım, neler verdiniz bana, nerelere getirdiniz beni?
Hocam hep söyler -neden, beni üzmek için mi?- ben 34 yaşındayken doçenttim diye.. (onun çocuklarını karısı doğurmuş ama bu da benim tesellim- Bugün, yeni basılmış bir ders kitabını incelerken, yazarların biyografilerini okudum. Üniversiteyi bilmemnerde okumuş, ihtisası bilmemnerde, 24 yaşında bilmemhangi ülkede bilmemne eğitimi almışlar... Ben üniversite eğitimi için bile aileşehrimden ayrılamayacağımı bildiğimden mi nedir, hayalini bile kurmadım (sanıyordum) bu büyüüük büyüüük eğitimlerin, büyüük kariyerlerin.. Ne yaptımsa hep kendi çabalarımla oturduğum yerlerden yaptım.
Sandım ki, bu benim tercihim, ailemin yanında okumak, sandım ki hep oralarda kalırım, büyüyemem de açılamam da..
Bugün ne acı farkediyorum ki, içime gömdüğüm hayallerim ihtiraslarım hırslarım birer birer - acıtarak dışarı çıkmaya çalışıyorlar. 34 yaşımın bitmesine çok az kala, sancı vere vere üze üze farkettiriyorlar kendilerini. Gelebileceğim ama bu konuda çaba bile sarfetmediğim yerleri düşündükçe içime dönüyorum, neden diye sorarak.
Bugüne kadar hep kolayına kaçtım ya, devlet memurluğu en basiti mesela, nereye gönderirlerse git çalış, ne verirlerse al yaşa, ne derlerse yap ama karşılığında.
Çok az hayal kurdum kendime (ve yapmak istediklerime) dair, ne tuhaftır hepsi de destek buldu sevgilimden. Ama nedendir bilmem, hep en önce kendim köstekledim kendimi. Cesur olmamak mı işlendi benim kanıma?
Almak istediğim bir eğitim var, işime yarayacak mı, kariyer yapmayı düşünmediğim -hatta küçük bir yerde yaşamayı istediğim için belki yaramayacak... Sevgilim yanımda ve arkamda, bana parasını biriktirip çocuklarımı da alıp (şartları yaratmama da yardım edecek) 6 ay yurtdışına gitmek kalıyor (Hocam: Ah canım, bunun için yurtdışına gitmene ne gerek var, Türkiye'de de var. Hatta bu eğitime ne gerek var, ne yapacaksın hoca mı olacaksın? Önce bir iş bulmaya bak sen, iki çocuklu kadınsın)
Öğrenmek istediğim bir yabancı dil var, kaç defa başladığım ama yarım bıraktığım (Herkes: Ne yapacaksın dil öğrenip, İngilizce yetmiyor mu, nasıl olsa kullanmadığın için unutursun)
Yerleşmek istediğim bir şehir var (... Teyze: Ah canım orası artık İstanbul'dan da pahalı, hem iş bulamazsın, bulsan da kışın kimse kalmıyor para kazanamazsın.. Başka bir yere gidin siz)
Yapmak istediğim işler var (Hep birilerinin desteği, hocaların yardımı, girmem gereken -ama çoktan geç kaldığım çevrelerin varlığı gerekli ve bende hiçbiri yok)..
Çok mu geç kaldım? Hayat, bana neler vaadediyorsun bu yaştan sonra?
Yapmam gereken şeylerin ağırlığı altında ezilirken nasıl hayal kurabilirim ki? Sorumluluklarımdan nefret etmesem de, varlıklarından nasıl kaçabilirim?
Vazgeçmeyeceğim.. İhtiraslarım, çıkın ortaya.. Planlarım-hayallerim, yaptırın bana kendinizi.. Vazgeçmeyeceğim hiçbirinizden. Ne 35 yaşında öleceğimi biliyorum ne de 70 yaşında hala ölmeyeceğimi... Geç diye birşey yok bu yüzden.
Geri gel yaşama sevincim, kimsenin seni öldürmesine izin verme.
Haklısın Dilara, her yerin güzelliği ne yapmak istediğimizle ilgili aslında, beklentilerimizle. Paraysa para, bunu da nasıl harcamak istediğimiz önemli gerçekten.
Bence de güzel olacak... Vazgeçmeyeceğim.. Herkes bana gülse de, zor da olsa, sarı yaz günlerinde, çok değil birkaç yıl sonra (Allah izin verirse) Damla Tuna Can Defne... ve adını bilmediğimiz başka minikler beraber elele gidecekler okula.. Biz de almak istediklerimizi alacağız hayattan, çocuklarımız da.....

8 yorum:

kara kitap dedi ki...

ben de 30 yaşındayım ve hayatım yapmak isteyip de yapmadıklarımla dolu.ama sen en azından mutlu bir evliliğe sahipsin ben de o da yok.kıymetii bil.mutlu bir yuva en önemli kazanç.

Ilknur dedi ki...

Merhaba
Ben de blogunuzu uzun zamandir takip ediyorum. Ama bu ilk yorum birakisim.
Bence de isteklerinizden, hayallerinizden sakin vazgecmeyin.
Benim de bir kizim var. Esim de ben de doktora yapiyoruz. Yurt disindayiz. Sizin dusunduklerinize benzer seyler ben de dusunuyorum zaman zaman. Benden 1 yas buyuk tez komitemde olan hocam da var. Ama onun hayati benimkinden farkli. Hayattan beklentileri de farkli. O yuzden onunla kendimi karsilastirmak yerine, ben de elimde olanlarla yapabilecegimin en iyisini yapmaya calisiyorum. Tabii yaptigim sey beni mutlu ediyorsa.
Benim kendim icin verdigim kararlar soyle: Yas hic onemli degil. Cocukla(rla) bazen bazi seyler daha uzun surebilir. Ama bu benim yapacagim islerin sonucunu ya da kalitesini cok fazla degistirmez. Sadece biraz daha gec olur. Biraz daha fazla yorulum. Ama eger gercekten o seyleri yapmak istiyorsam yorulurken bile mutlu olurum.
Bir de cocuklarimiz bizi taklit ederek, bizi ornek alarak buyuyorlar. Eger biz hayallerimizin pesinde kosmazsak onlara bunu yapmalarini nasil ogretebiliriz ki.
Bence hicbir sey icin gec kalmis sayilmazsiniz. Benim hocalarimdan bir tanesi once fizik okumus, sonra fizik doktorasi yapmis, sonra gitmis uzerine tip okumus, ihtisasini yapmis. Simdi de iyi bir universitede prof. ve hala projeler hakkinda konusurken kendini kaybediyor, hayaller kuruyor, daldan dala atliyor.
Ben onu ve onun gibi etrafimda gordugum diger insanlari gorunce motive oluyorum. Bence siz kulaklarinizi kapatin olumsuz sozlere.
Belki daha onceden duymussunuz ama Randy Pausch`un "Last Lecture"ini izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Google aratirsaniz hemen bulabilirsiniz. Bence cok guzel bir ders hayata ve hayallere dair.
Sevgiler

ela selin dedi ki...

başka yerlere gidip o büyüük büyüük hayallerin peşinden koşsaydın da başka şeylerde kalacaktı aklın. Herşey bir arada olmuyor, bir yer yarım kalıyor ne yazık ki..

Yapıncak Gürerk dedi ki...

Ağustos başında yazdığın her posta uzun uzun yorumlar döşenmek isterken, sessiz sessiz kalıyorum. En derinlerinden konuşuyorsun, en derinlerimize dokunuyorsun... Yine diyecek şey kalmıyor. Yokluğundan değil. Çokluğundan...

Ah bir döneyim oralara, konuşacağız doya doya.

bgm dedi ki...

Hayal,
istedikten sonra kim kime engel olabilmiş ki?!
Neden sen hocanın dediklerini dinliyorsun... Herkesin hayatı ve önüne gelen fırsatlar bambaşka.. İsteyen herkes istediği şeyi çalışırsa elde eder.
Sen kuyunun içinden çıkmaya çalışan binlerce kurbagadan sağır olanı ol, böylece diğer kurbağların karamsarlıklarını, olumsuz söylemlerini duymaz ve başarıya ulaşırsın... Er ya da geç... :))

hayal dedi ki...

Kara kitap, yapmak isteyip de yapamamak değil de yapmamak beni en çok sinirlendiren..
İlknur, evet izledim. Benim anladığım, olanaksız diye birşey yok da, benim ki tembellikten galiba.
Özlem, sen de haklısın belki.. Ama bunu bilemiyoruz ve hep elimizde olmayanı aramıyor muyuz?
Yapıncak, sessiz kalma ki ben de bileyim buralarda olduğunu sevineyim :)
Begüm, yok yok geç diye birşey yok ki.. Bu arada GüldeIşık hanımı görmeyecek miyiz yaz da bitiyor...

Berna dedi ki...

uzun, çok uzun bir süredir beynimi kemiren düşünceleri birden harflere bürünmüş şekilde görünce içim sozladı birden.
iyi ama neden aybala? çok güzel bir branşın var artık senin. fazla karamsar değil misin? birçok şey için geç kaldığını düşünürken, aslında işin çoğunu bitirmek üzere olduğunu neden gözden kaçırıyorsun?
benim için hayat çok daha zor. geri dönülmez bir yoldayım artık. ileri bakıp yapıp yapmamak konusunda karar verememe yaşını bile geçtim, dönüp arkama baktığımda yapamadıklarım içimi acıtıyor. yapamadığım ve artık yapamayacağım, hayatımda artık değiştiremeyeceğim denli büyük taşlar... hayatım kadar yüreğime de oturan ve asla yerinden oynatamayacağım taşlar...
bu kadar karamsarlık senin için lüks..

hayal dedi ki...

Ah Bernam ah, karamsarlık değil de başka birşey bu.
Ne bileyim içsızısı diyelim mi?
Sana gelince, kaderden öteye yol gitmez desek, teselli olur mu? Belki de yolun ucunda başka hayırlar var da daha bilmiyoruz.