Buyrun, ben

Buyrun, ben

11 Ekim 2013

Sağlıklı beslenmenin aile bütçesine etkisi: Analiz

Aslında, eskinin tabiriyle "sağlıklı" yeninin tabiriyle "organik" adı altında üretilen / pazarlanan besinler, gerçekten de marketlerde satılan, seri üretim çemberinden geçen ve çok hızlı tüketilen benzerlerine göre daha pahalı. Örnek olması için bir kaç fiyat vereyim. Bu ürünlerin market fiyatlarını tam bilmemekle birlikte, ben, serbest dolaşan tavuk yumurtasının tanesini 1 TL'den, taze sağım tek inekten elde edilen sütün kilosunu 2 TL'den, serbest dolaşan tavuk etini, ortalama büyüklükte ve henüz kesilmiş / temizlenmiş bir tüm tavuğu 25 TL'den alıyorum. Pazardan alınan sebze / meyvelerin fiyatını veremem, ama marketten daha ucuz olduğunu sanmıyorum.
Ekmeğe para vermiyorum, kendim yapıyorum. Ama çöpe giden ekmek oranı hemen hemen sıfır dilime düştüğü için, orda kazançlıyız. Fiyat olarak olmasa da prensip olarak kazançlıyız.
Şimdi gelelim aile bütçesine olan katkıya.
Market alışveriş listesinin önemli bir kısmını haftada en az bir ya da iki kez alınan süt yumurta ekmek yoğurt gibi tüketim maddeleri alıyordu. Şimdi yoğurdu da evde yapıyoruz. Sütçüye ve yumurtacuya elden verdiğim para ayda ortalama 180 TL.
Markete girdiğimizde asıl yekünü tutan bunlar değildi aslında. Bu gerçeği epeydir farketmiştim. Listede yazılı olmayan, tüketim toplumu olmanın getirdiği harcamalar, her girişimizde en az 200 - 250 TL'lik alışverişle çıkmamızı sağlıyordu. Bunlar neler mi, küçük kutularda çukulatalı muzlu vs sütler, yarısı yenmeyip çöpe giden haribolar, çukulatalar, bisküviler, asla çukulatası yenmeyen oyuncağı ile de oynanmayan, açılır açılmaz heyecanı biten ve çöpe giden süpriz yumurtalar (çocuklar anne abur cubur alalım diye ifade eder), alınıp okunmayan dergiler, lüzum olmadığı halde ucuz diye alınan tabak çanaklar, havlular, yani aklıma bile gelmeyen gereksiz neler neler. Bir keresinde markete süt almaya gidip 12 kişilik tabak takımı almışlığım var! Ya da bu haftasonu, markete girip basketbol potası aldık mesela! Bu benim kendimi tutamamamla ilgili değil. Uzun süredir ihtiyacımız olan (olduğunu sandığımız) herhangi bir şeyin, indirimde / kampanyada olduğunu görünce almakla ilgili birşey.
Sonuçta gereksiz kalemlerin oluşturduğu bu masraf, markete gidiş sıklığımızın azalması ile doğru orantılı olarak azaldı.
Gelelim buzdolabımızdan çıkarttığımız tüketim ürünlerine. Aslında önemli bir yekün tutan içecekler vardı. Kola, meyve suları, dediğim gibi meyveli sütler, gazozlar gibi kutu kutu aldığımız bardak bardak içtiğimiz ve hatta çocuklarımıza da içirdiğimiz bol şekerli olması dışında hiçbir yararı olmayan, zararlı kalori depoları. Bunlar artık nadiren (diyelim ki ayda bir şişe kola) alınıyor. İŞin enteresanı, ayda bir dışarıda falan içtiğimizde mesela kola, eşime bile çok şekerli gelmeye başladılar :) Bir kola düşkünüdür kendisi :)
Kısacası, aslında tek tek düşünüldüğünde daha pahalı gibi gelen sağlıklı besinler, toplamda (bence) bizim aile bütçemizdeki mutfak masraflarının yerini yarı yarıya azalttı. Tabii asıl gerçek sonucu birkaç ay sonra kredi kartı ekstrelerine bakınca verebileceğim ama şimdilik bana böyle geldi.

2 yorum:

firdevs dedi ki...

Dun aksam markete konserve kavanozu almaya gittim ve 129 euro harcayip geldim ! yaptigim harcamanin sadece 9 eurosu kavanozlara ait :)

yeliz dedi ki...

kesinlikle katılıyorum! organik pazara gitme imkanım yok ama her hafta mutlaka semt pazarından sebze meyve alışverişini yapıyorum.
organik mi bilemem ama yeme tarzımızı sağlıklıya çevirdiğmizden beri buzdolabının içeriği bile değişti:) günlük sütü, yoğurdu, yumurtayı mandıradan alınca markete pek az uğrar olduk. İnan bu bile cebimizi rahatlattı. yaşasın semt pazarı ve mahalle esnafı :))