Buyrun, ben

Buyrun, ben

12 Eylül 2012

Ben Tuna'nın gittiği eski okuluma gitmek istiyorum anne.

Ben kızımı ilkokula mı anaokuluna mı göndermem gerektiğini tam anlamamışken, kızım kendi kararını verdi bu sabah.
"Ben Tuna'nın gittiği anaokuluna gitmek istiyorum anne".
Bense gitsem mi kalsam mı bilemeden, evden dışarı attım kendimi. Neyse ki annem var evde.
Ya bir başkası olsaydı onun yerinde de, çılgınlar gibi ağlayan kızımı sakinleştirmesi gerekseydi? Nasıl bırakıp da işe gelecektim, ne yapacaktım?
Gene geldik aynı noktaya, ne doğru, ne yanlış?
Kış günü karın ortasında paltosuz kalmak gibi bişeymiş bu bakıcısız, yadrımcısız kalmak. Yarı yolda yaya kalmak gibi. Annemi esir aldım, evine gönderemiyorum. Çaresizlik ilk defa fikir olarak içime geldi, oturdu. Ne yapacağım ben demeye başladım.
Önce karar vermeliyim, yatılı mı gündüzlü mü, bakıcı mı yardımcı mı, temizlikçi mi? İki miniğim okuldan gelince ne yapacaklar? Kim karşılayacak onları? Ne yapacağım?
Nihayet ağladım rahatladım biraz. Artık daha iyi düşünebilirim.

2 yorum:

emreyle hayat dedi ki...

annemi seviyorum ben, iyi ki aynı binada oturuyoruz :) bakıcıya asla güvenemezdim sanırım :(

Adsız dedi ki...

Au Pair fikrine ne dersiniz? Cocuklar icin bence ideal bir cüzüm.Okuldan geldikleri zaman onlarla oynayacak, karsilayacak, yemek yedirecek vs.. evde genc birinin olmasi bence cok iyi bir sey cocuklar icin. Kurallari daha basindan belli oldugu icinde sonradan hayal krikligina ugrama olasiligi cok düsük.
Evin temizligi icinde bir temizlikci kadin tutmak yeterli olabilir.

Uzaklardan selamlar

Nilgün