Dün 38 oldum. Yatağımın içinde Bakugan oyuncağı ile uyandım dün. Gülümseyerek kalktım. Bakugan'ı elinde tutan çocuğu gittim, öptüm. Karşı yatakta yatan çılgın genç kızı da bi öptüm sıkıca. Bunların babasına baktım yeni baştan sevdim onu.
Aynaya baktım. Kaşlarımın arasındaki "öfke" çizgim görünür olmuştu, botoks yaptırayım dedim, bu fikirden hiç rahatsız olmadım. Kilo vermiştim, hani verilmezdi bu yaşta, sevindim. Ne güzeldim..
38. yaşıma giyindim, kendimi hiç olmadığı kadar beğendim. Boyumu posumu, yüzümü gözümü, kilomu saçımı, kendimi. Beğendim. Diş tellerime gülümsedim.
Bilgisayarımı açtım, Google'ın bana sürpriziyle karşılaştım, bunu facebook'ta da paylaştım: Yaş pasta resimlerinin üzerine gelince "mutlu yıllar Aybala' dedi Google bana. Sevindim..
Facebook'a bakınca sabahın köründe, ortaokul müdürümün yaşgünü mesajını gördüm, sevindim. Biz büyüyorduk ama unutulmuyorduk. Ne güzeldi.
Kendi doğum günümü kendim kutladım herzamanki gibi. Herkese söyledim.. "Bugün benim doğumgünüm" dedim.
Yeni edindiğim ama eskiden beri sevdiğim (gibi gelen) bir arkadaşımın bana elleriyle yaptığı pastayı yedim, aldığı hediyenin içine koyduğu kartta yazanı okuyunca pek duygulandım: "İyi kalpli bir insanın hayatınıza etkisi paha biçilemezdir".. Bu yaştan sonra bile arkadaş edinmenin mümkün olabileceğini düşündüm. Daha önce tersini düşündüğüm, kendimi çerçeveye hapsettiğim için kızdım.
38. yaşımı salsa yaparak kutladım. Güzel güzel giyindim, salsa gecesine gittim. Neden bu yaşıma kadar bunu keşfetmemiş olduğuma hayret ettim. Güzel olanın ardından giden değil miydim oysa? Dansı nasıl böyle ihmal etmiştim! Dans öğretmenimin hazırladığı mumları üflerken eğlendim, güldüm, el çırptım.
38. yaşımda, ailemi yeniden keşfettim, en baştan iki kardeşim iki arkadaşım oldu, sevindikçe sevindim :) Evim oldu. Hayalini kurduğum yuvam. (Yakında bu sayfalarda okuyun :) ) Evimin heyecanıyla uyandım bugün.
Beni seven birinden bu kışın ilk nergislerini aldım. Nefisti. Başka güzel çiçekler de aldım. Kocama kendime hediye aldırdım.. Hastalarımdan bile hediyeler aldım. Sevildiğimi anladım. Ne güzel.
38 oldum. Hayatımda gerçekten, hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim.
Son olarak:
Bazen sayfalarca yazıyorum, bazen susuyorum. Bazen blog cümleleriyle yaşıyorum hayatımı, bazen düşünüyorum sadece. Uzun uzun yazmamalarım ya da hergün buraya yazmalarım bundandır. Ama beni eskiden tanıyanlar, bilir bu yazıyı nasıl bitireceğimi.
Çok şükür. Çok şükür.